2020-08-11 16:54:25

ARŞİV | Eşref Kerküklü: Asıl Hedef Murat Gedik

Eşref Kerküklü

esrefkerkuklu0@gamil.com 11 Ağustos 2020, 16:54

Sevgili okurlarım, Hollanda Türk Federasyonu Genel Başkanı Murat Gedik konusunu ele almadan önce biraz Kerkük konusuna değinmek istiyorum, zira sizlerinde hakkı vardır Kerkük olaylarına benim gözümle bakmaya.

 KERKÜK’E YAPILAN SALDIRININ ARKASINDA NE YATIYOR?

Kerkük, 1958 yılından günümüze kadar talancı, saldırgan ve gaspçı yöntemle hedef halinde olsada, bu hedef kendini iyiden iyiye 22-23 Mart 1991-1992 yıllarında gösterdi. Sözü edilen tarihte, peşmerge güçleri iki haftalık Kerkük’ü ele geçirdi (işgal etti) İki haftalık süre zarfında, peşmerge güçleri, ‘Kerkük bizimdir, Kerkük Kürtistan’a bağlıdır’ naraları atsalarda kendilerinin olduğunu idda ettikleri Kerkük şehrinin, devlet dairelerindeki, devlet evraklarını hızla imha ediyorlar, imha edemediklerini de yanlarında götürüyorlardı.


Şimdi bu soruyu hepimiz kendi kendimize soralım; Kerkük peşmergenin ise neden kendi şehrinin tapu dairelerindeki devlet evraklarını imha etsin?


Neden sistemli bir şekilde sadece devlet dairerindeki tüm evrakları yanlarında götürsünler ve götüremediklerini yakarak imha etsinler?


Bu saldırgan ve gaspçı eylemin altında yatan bir gerçek var ve hiç şüphesiz Kerkük’ü gaspçı bir yöntemle bulundukları bölgenin hakimiyetine geçirmek ve bulundukları bölgeyi genişleterek devlet olma konumuna gelmek ve devleti resmi bir şekilde ilan etmek için zamanı kullama gerçeği yatmaktadır. Unutulmamalıdır ki; Kerkük, peşmergenin bölgesine dahil edilirse ve buna başta Türkiye sonra İran ve komşu ülkeler sessiz kalırsa bilmeliler ki bölgedeki en güçlü aktör peşmerge olacaktır ve başta Türkiye ve sonra diğer komşu ülkelerin başına geri dönüşü olmayan sorunlar yaratacaklardır.


Bu olayların önüne geçmenin tek kurtuluş reçetesi hiç şüphesiz Kerkük’ün özel statü olmasını sağlamak ve bu doğrultuda siyaset üretmektir. Bu konu çok geniş bir konudur, üzerinde çok konuşula bilinir. Geçtiğimiz mart ayında Kerkük’te patlak veren bayrak krizinin arkasında da aynı senaryo yatmaktadır. İki gün önce Irak Merkezi Hükmetten çıkan karar Kerkük’te sadece Irak bayrağı dalgalanacak yönünde bir karardı. Bu karar Irak Merkezi Hükmetten çıksada, aslında bu kararın çıkmasına başta Türkmen milleti ve sonra Türkmen siyasetçilerin büyük çabası ve onurlu duruşları sayesinde gerçekleşti. Türkmen milletini ve Türkmen siyasetçilerini teprik ediyorum.


Hollanda Türk Federasyonu Genel Başkanı Murat Gedik konusunu ele alalım;

Aslında başlık şöyle olmalıydı, “Hollanda Türk Federasyonu ile Şevket Çetin’i karşı karşıya getirmenin hedefinde MURAT GEDİK var” Ama başlık uzun olduğu için “Asıl Hedef MURAT GEDİK” başlığını verdim. Başlık önemli değil siz nasıl okumak isterseniz, karar sizin.

Konu çok ciddi, odaklanalım.

 NEDEN ERİM UĞURLU?

Değerli dostlarım, bir kaç ay içinde Erim Uğurlu iki çok büyük provakasyonla karşı karşıya kaldı. Uğurlu, çok ciddi ölüm tehditleri alıyor. Erim Uğurlu’nun adı aklınıza gelen bütün PKK sitelerinde ve Komanist sitelerinde geçiyor ve varsa yoksa Uğurlu’nun hayatı hedef alınıyor, hayatı tehdit ediliyor. Uğurlu, adına birileri sahte Twitter ve sahte Facebook hesapları açıyor ve açtıkları sahte hesaplar üzerinden farklı kesimlere ‘ölüm tehdtileri’ ve aklınıza gelen bütün kışkırtıcı yazılar yazarak Erim Uğurlu’yu israrla ‘ırkçı’ gibi göstermeye çalışıyor. Erim Uğurlu, adına açılan sahte hesaplar suç duyurusu sonucu kapatılıyor ama bu seferde PKK destekçileri Erim Uğurlu’nun gerçek Twitter hesabına saldırarak tehdit ve küfürler yağdırıyor. Erim Uğurlu’nun olayları henüz bitmesken bu sefer de Murat Gedik hedef alınıyor ki, ana hedef zaten Murat Gedik.

 ODAK VE ÇALIŞMA YÖNTEMİ AYNI: ANA HEDEF MURAT GEDİK!

Aynı odaklar bu seferde Murat Gedik‘i hedef aldı. Çok ilginçtir, Erim Uğurlu israrla ‘Türk ırkçısı’ gösterilmeye çalışılırken, Murat Gedik içinde ‘Çerkez ırkçısı ve Türk düşmanı’ göstermeye çalışılıyor. Erim Uğurlu’yu sahte sosyalmedya sayfasından hedef göstermeye ve yıldırmaya çalışılırken, bir diğer yön ise Murat Gedik’e karşı uygulanıyor. Bir fotoğraf dolaşıyor ortada, Gedik’in resimi var ve üzerinde, “Ülkücü, Çerkez FETÖ’cü Türk Düşmanı” ifadeler yer alıyor. Yani Murat Gedik’i, Beşinci Kol elemanları israrla ırkçılık üzerinden vurmaya ve yıldırmaya çalışıyor. Bir diğer sıkıntı ise, Hollanda Türk Federasyonun resmi Twitter sayfasından bir zibidinin sözü ile yola çıkılarak Şevkat Çetin’e şu soru soruluyor, “Bu ne derece doğru bilmiyorum şahsen teşkilat işleri sorumlusu sayın şefkat Çetin vekilim bu iş neyin nesi doğrumu” sorusu geçiyor. Yani Ülkücü Hareket’e girmesi kesin be kes yasaklanan ve Ülkücü Hareket’te görev alan herkese, ‘laz, Çerkez, Arap, Kürt’ diyerek ayıran ve Ülkücü Milliyetçi camiayi zaifletmeye çalışan bir zibidinin sorusu üzere, ‘Bu iş neyin nesi doğru mu’ sorusu yönetiliyor Sayın Çetin’e. Aslında Sayın Çetin’e soru yönetilmiyor, Şevket Çetin bey sorğuya çekiliyor. Erim Uğurlu’ya yapılan sahte sosyal medya hesapları, Şevket Çetin’e sorulan bu soru  ve Murat Gedik‘e israrla ‘Ülkücü, Çerkez FETÖ’cü Türk düşmanı’ yaftasının ana hedefi hiç şuphesiz Erim Uğurlu’yu yıldırarak görevi bırakmaya zorlamak, ve Murat Gedik’i de bir şekil sayın Çetin’le karşı karşıya getirerek görevden aldırtmak ve en nihayetinde Federasyonu ve Federasyon da görev alan ülkü devlerini dağıtmaktır. Bu olaylar benim yorumladığımın dışında başka bir şekil yorumlanamaz. Yapılanlara bakın benimle aynı nihayete geleceksiniz.

 PEKİ MURAT GEDİK ÇERKEZ Mİ?

Murat Gedik öz ve öz Türkmen’dir. Gedik, Kırşehir’lidir. Kırşehir’liler konar-göçer Türkmen’lerinden olup kökleri ta Ebû Müslim Horasânî’nin diyari Horasan’a dayanır. Horasan’dan Konya’ya, Konya’dan Kırşehir’e yerleşmiş Türkmen’lerdir. Konya’dan göç etmelerinin nedeni ise, Mevlana hazretlerinin konya’ya yerleştiği dönemlerde oldu. Türklük kimlikleri yozlaşacak korkusu ile Konya’dan göç ederek Kırşehir’e yerleşmiş Türkmen’lerdir. Murat Gedik’te, Çerkez değil Türkmen’dir. Ülkücü Hareket’te etnik kimlik değil eylem, söylem ve davaya bağlılık baz alınır. Gedik’e ‘Çerkez ırkçsı’ yaftasının altında, Gedik’te psikolojik tahribat oluşturmak ve Federasyon da görev alan ülkü devlerinde hiç sorğulama başlatmak ve altan alta Federasyon da çatlak yaratmak ve zamanla bu çatlağı büyüterek Federasyonu işlevsiz hale getirilmek istenmektedir. Murat Gedik’e yapılan saldırının yüzde yüz aynısı Şanlı Urfa’daki ülkü devlerine yapılıyor. Onlara da Kürt’sünüz, Arap’sınız diyerek ordada bir yıldırma ve Türk-İslam davasından uzaklaştırılmaya ve MHP’de sayıflatma yaratılmak isteniyor. Geçtiğimiz aylarda Fransa Türk Federasyonu Genel Muhasibi Davut Durmuş, “Bu kadar küfür, bu kadar iftira olmaz” diyerek istifa etti. Davut Durmuş’un yaşadığı ve sergilediği duruş amaçlanıyor bu saldırılarda yani herkesin istifa etmesi amaçlanıyor ve bu doğrultuda saldırılara maruz kalınıyor. Murat Gedik’e yapılan saldırıların da amacı yıldırmak ve istifaya zorlanmaktır.

 MURAT GEDİK 7-8 YAŞLARINDA ÜLKÜ OCAĞINDA

Hollanda Türk Federasyonu Kurucuları arasında yer alan ve şu an hayata olmayan yaşlı bir büyüğümüzle 2 veya 3 yıl önce 28 dakikalık bir telefon sohbetimiz oldu. Rahmetli 28 dakika konuşma esnasında Murat bey için, “ben Murat’ın 7-8 yaşlarında Ocaklarda dolaştığı yılları bilirim” dedi. Rahmetli büyüğümüzün bu sözüne bir an için anlam veremedim ama sonradan anladım ki Murat Gedik, Ülkü Ocaklarında çekirdekten yetişmiş. 7-8 yaşlarında Ocaklarda bulunmuş ve şu anki yaşına kadar Ocaklarda geçmiştir. Zaten şu yazdıklarımı Gedik’i tanıyanlar için değil, tanımayanlar için yazıyorum. Milliyetçi Hareket Partisi 1969 yılında kurulsada, Türk ve İslam davasını esas aldığı için bu davanın kökü Türklüğün yer yüzüne çıktığı güne ve Ümettin İslam ile münever olduğu güne dayanır. Dolayısı insanlar değil dava bakidir ve dava muhafaza edilir Ülkü Ocaklarında ama şu gerçeği de kabul etmek lazım dava temiz insanların sırtında yücelir. 7-8 yaşlarından günümüze kadar hiç bir değişme olmadan hiç bir farklı davaya gönül vermeden ve Hollanda gibi bir ülkede yetişen Murat Gedik, tabi ki hedef tahtasına konulur, konulacak. Ve bu hedef tahtasına gelecek yıllarda aylarda konulacaktır. Temiz insanlar ve Ülkücü Hareket gibi bir davayı umuzluyanlar sizce de her zaman hedef olmaz mı?

Ülkücü Camianın son Şehidi Fırat Çakıroğlu için, ‘faşitlerin başı öldürüldü’ diyen komanistler ile Meralcılerin nasıl fikir alış verişi yaptıkları ve nasıl Meralcilerin, Komanistlerden fikirsel bazda beslendiklerini yazdım. Kerkük’te bayrak krizi patlak verdiği için o yazıyı taslağa aldım. Önümüzdeki günlerde burda yayında olacak.

Son söz; Yüce dinimizin düşmanı olan Greet Wilders’a ‘sayın’ Devlet Bahçeli’ye ise, ‘p.ç’ ‘utan’ ‘def ol git’ diyecek kadar namussuzlaşan birisi Ülkücü olabilir mi? bunuda sizlerin yorumuna bırakıyor ve Selamün Aleyküm diyorum.


ÖNEMLİ NOT: Fethullahçı Terör Örgütü’nün 15 Temmuz kanlı, faşist, militarist darbesine karşı sabaha kadar nöbette olduğumuz gibi, 16 Nisan Başkanlık sistemi için yapılan Referandum da EVET’te olacağız. Tüm dostlarımdan EVET yönünde tercihlerini yapmalarını önemle rica ederim. Biz, Büyük Türk milletine sevdalılar, yazılarımızın başında veya sonunda, “Yüce büyük Türk milleti” derdik her zaman da bu ifadeyi kullanıyoruz ama büyük ve yüce dediğimiz Türk milleti, Koalisyon dönemlerinde, saatlerce ekmek sırasında, yumurta sırasında bekletilirdi. İnsan muamelesi görmezdi, öz yurdunda onursuz parya kaderi muamelesi görürdü. O dönemin bir daha açılmamak üzere kapanması için, Kelimenin tam anlamı ile Türk milletinin YÜCE bir yaşam sürmesi için mutlaka EVET’i tercih etmeliyiz.




Adını siyah yuvarlak içine aldığım kişi, BEŞİNCİ KOL elemanı olup sadece Ülkücü Hareket’e saldırması için özel yetiştirilmiştir. Kendisine ‘ülkücü’ der ancak özünde Ülkücü Hareket’ten nefret eder. Hollanda’da tanıştığı bir arkadaşına, “Ben Ülkücülerden nefret ediyorum, beni gördükleri her yerde bana öfkeli öfkeli bakarlar” demiş. Zaten tablo herşeyi ortaya koymuyor mu? Beşinci Kol elemanı bir fitne sorusu yönlendirmiş, Federasyon’da nasıl bir soru sormuş görünüyor işte, “bu iş neyin nesi doğrumu” bu ifadeyi ancak ve yanlız samimi olduğun birisine yönlendirirsin. Teşkilat, Doktirin de bu soru hiç olmaz hele hele açık alanda asla soru cevap gibi tartişmaya yol açacak hiç bir konuya girilmez. Varın bu BEŞİNCİ KOL elemanını siz düşünün. BEŞİNCİ KOL elemanının ismi bende mevcüt. Ermeni Köyünde dünyaya geldi ama ‘Türk’üm’ der. Bende kendisi de çok iyi biliyor ki Türk değildir. Sadece çok güzel kamufle edilmiştir. Dedim ya BEŞİNCİ KOL ELEMANI.



ARŞİV 2017 - Eşref Kerküklü

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.