Adalet Bakanı Gül, AA Editör Masası'na konuk oldu: (3)

- "(İnsan Hakları Eylem Planı) Cumhurbaşkanımızın açıkladığı buradaki tüm faaliyetler, iki yıl içerisinde tamamlanmış olacak"- "Cumhurbaşkanımızın da bu konuda beklentisi ve bu konudaki grubumuza yapmış olduğu çağrısı, bu hususlarla ilgili vatandaşımızı doğrudan ilgilendiren konuların gecikmeksizin kanunlaşması. Biz, bunların çok gecikmeksizin yine kanunlaşacağını düşünüyoruz"- "Biz milletimize ne söz verdiysek yapan bir partiyiz, hükümetiz. Dolayısıyla ne aldatan ne aldanan olacağız. Bu konudaki hedeflerimizi koyacağız. Milletimizin denetimine açacağız"- "Sadece mahkemelere, hakim savcılara değil, her alanla ilgili, gerek kanun düzenlemesi gerekse uygulama, farkındalık anlamında dün açıklanan belgeyle kamuya verilen bir hatırlatma söz konusu"- "Vatandaşımızın her alanda olumlu etkisini hissedeceği bir süreç ama bu sürecin başarılı olmasında kanunlar çıkacak, uygulamalar çıkacak ama en önemlisi uygulamanın sahip çıkması"- "(Siyasi partiler ve seçim mevzuatında değişiklik) Yönetimde istikrar Anayasal güvenceye tabi olduğu için ben barajın da artık bir anlamının olmadığını düşünüyorum"- "Edirne Keşan'ın bir mahallesindeki gencimizin oyunun bile ülke yönetimine daha etkin katılımıyla ilgili ne gerekiyorsa o adımlar atılacak, demokrasimiz daha da güçlendirilecek"

03.03.2021, 13:05 Genel
Adalet Bakanı Gül, AA Editör Masası'na konuk oldu: (3)

ANKARA (AA) - Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, İnsan Hakları Eylem Planı'nda açıklanan tüm faaliyetlerin iki yıl içerisinde tamamlanmış olacağını bildirdi.

Bakan Gül, AA Editör Masası'nda İnsan Hakları Eylem Planı'nın detaylarını paylaştı.

Planın iki yıllık bir uygulama süreci olduğuna değinen Gül, İnsan Hakları Eylem Planı'nda 393 faaliyet bulunduğunu, bunların ilgili sorumlu kurumları için hedef sürelerinin olacağını ifade etti. Gül, "Cumhurbaşkanımızın açıkladığı buradaki tüm faaliyetler, iki yıl içerisinde tamamlanmış olacak ama 6 ay içerisinde, ama bir yıl." dedi.

Vatandaşların, tüm bu hususları, ilgili makul bir sürede takip edebileceğini ve millete bu şekilde hesap vereceklerini belirten Gül, şöyle konuştu:

"Çünkü biz milletimize ne söz verdiysek yapan bir partiyiz, hükümetiz. Dolayısıyla ne aldatan ne aldanan olacağız. Bu konudaki hedeflerimizi koyacağız, milletimizin denetimine açacağız. 6 ayda biz, bakanlık olarak tüm bunları değerlendireceğiz. Neler yapıldı? Cumhurbaşkanımız ya da cumhurbaşkanlığı makamınca kamuoyuna da anlatılacak. 'Biz bunu açıklamıştık, şunları yaptık ey milletim.' diye milletimizin denetimine de açacağız."

Kaç yargı paketi düşündüklerinin sorulması üzerine Gül, hem yargı hem de diğer alanlarla ilgili belli bir paket sayısı söylemenin doğru olmayacağını, bunu son tahlilde Meclisin takdir edeceğini kaydetti. Gül, ihtiyaç neyi gerektiriyorsa o kadar yargı paketi çıkacağını vurgulayarak "Ama Cumhurbaşkanımızın da bu konuda beklentisi ve bu konudaki grubumuza yapmış olduğu çağrısı, bu hususlarla ilgili vatandaşımızı doğrudan ilgilendiren konuların gecikmeksizin kanunlaşması. Biz, bunların çok gecikmeksizin yine kanunlaşacağını düşünüyoruz." dedi.

Gül, konunun sadece yargı paketi ve yargı adaleti olmadığını, sadece mahkemelerden çıkan kararla adaletin tecelli edemeyeceğini belirterek, şunları kaydetti:

"Bir belediyenin yaptığı işten, kamu kurumunun yaptığı işten... Yani sen üniversiteye karını, kızını, bütün aileni doldur, ondan sonra adalet... Yani adalet, sadece yargıda, mahkemelerde dağıtılan bir şey değil. Adalet, bir mefkuredir, bir düşüncedir. Toplumun her kesimi, kamunun her paydaşı, temsilcisi buna uymak zorundadır. İşçi-işveren ilişkisinde, toplumsal ilişkilerde, kamu istihdamında adalet olacak. Dolayısıyla bütün buralara yönelik bir perspektif var. Sadece mahkemelere, hakim savcılara değil. Her alanla ilgili gerek kanun düzenlemesi, gerekse uygulama, farkındalık anlamında dün açıklanan belgeyle kamuya verilen bir hatırlatma söz konusu."

Tüm bu sürecin Meclisin de takdiriyle, orada da müzakere ederek süreceğine işaret eden Gül, Yargı Reformu çerçevesinde geçen sene çıkan üç paket için de yine muhalefet partilerinin görüşlerinin alındığını hatırlattı. Bakan Gül, kişinin partisine bakmadıklarını, o kişiyi insan olarak değerlendirdiklerini vurgulayarak, ancak bu şekilde ülkeye katkıları olacağını, dolayısıyla her parti ve her kesimle yapım ve denetim sürecinde çoğulculuğu ve katılımcılığı sağlayacaklarını söyledi.

- "Reform dediğimiz, sihirli değnek değildir"

"Yeter ki adalet olsun, kıyamet kopsun" sözü hatırlatılarak "Aslında hazırlanan bu belge içerisinde bu açıklamanın ruhunu görüyoruz. Bu, mevcut devam eden davaları nasıl etkileyecek?" sorusunun yöneltilmesi üzerine Gül, şöyle konuştu:

"Bu reform dediğimiz, bir sihirli değnek değildir. Bir belge açıkladık, bir anda her şey artık güllük güneşlik oldu değil. Reform dediğimiz, bir iklimdir, reform dediğimiz bir zihniyettir, bu konuda bu zihniyete sahip çıkma iradesidir. Dolayısıyla bunu bizim Hakkari'nin en ücra köşesindeki bir hakim savcıdan da bu anlamda bu temel ilkelere uyulmasını bekleriz. İstanbul'da milyarlarca liralık davaya bakan ticaret mahkemesinde de İzmir'deki sulh ceza hakiminden de beklediğimiz gibi üniversitede adil bir şekilde istihdam yapmak üzere bir rektörden de bu anlamda bekleriz, işçi-işveren ilişkisinde de bu adalet duygusuna bir şekilde tecelli etmesini bekleriz."

Doğrudan vatandaşla, hayatla ilgili adımların atılacağına işaret eden Gül, "Bunların tabii bir kısmı zaman alacak, bir kısmı kanunun yürürlüğe girişi, birkaç sene içerisinde olanlar da var ama vatandaşımızın her alanda olumlu etkisini hissedeceği bir süreç ama bu sürecin başarılı olmasında kanunlar çıkacak, uygulamalar çıkacak ama en önemlisi uygulamanın sahip çıkması." diye konuştu.

- "Hakim ve savcılarımızdan da gelen önerileri dinledik"

Bakan Gül, "Bu noktadan hareketle bunu bir öz eleştiri gibi değerlendirelim mi? Bu, nihayetinde sizin, katılımcılardan bir kısmının da uygulayıcı olduğunu varsayıyoruz, müzakereleri yürütürken onlar, 'Bizim şu konularda bir eksiğimiz var' demiş mi oldular?" sorusuna, şu yanıtı verdi:

"Evet hakim ve savcılarımızdan da gelen önerileri biz dinledik. Yargıtay, Danıştay, Anayasa Mahkemesi yine bu çerçevede eksiklikleri onların da adliyede yaşadığı, onların önerilerini de burada yine koyduk, istifade ettik. Çünkü, bir savcı karar alıyor, mahkemedeki diğer uygulayıcı 'Ya bu nasıl karar' ya da mahkeme bir karar veriyor adliyede bunu herkes görüyor. Dolayısıyla kanundan kaynaklıysa kanun düzenlemesi diye öneriler var. Uygulama ise eğitim ve farkındalık diye yine burada birtakım öneriler söz konusu."

- Siyasi partiler ve seçim mevzuatında değişiklik

Gül, "Siyasi Partiler Kanunu değiştirilmeli mi? Değişiklik yapılacaksa ne tür değişiklikler, yenilikler olabilir?" sorusu üzerine, şunları kaydetti:

"Bir ülkenin demokratik seviyesini görmek için bakılan temel metinler vardır. Anayasa'ya bakılır, Siyasi Partiler Kanunu'na bakılır, seçim mevzuatına bakılır, Meclis İçtüzüğüne bakılır. Nereye bakılır, milletin iradesi nasıl yansıyor, katılımcılık ne kadar var ve bu anlamda iradesinin ne kadar demokratik süreçlere katılımı mümkün, siyasal katılım hakkı ne kadar verilmiş. Bu anlamda muhalefet Mecliste, muhalefet bu anlamda diğer siyasal alanlarda ne kadar söz sahibi, demokrasi anlamında o çıtayı o belgeye bakarak ortaya konur. Bizim Siyasi Partiler, Seçim Kanunu da temel itibarıyla 1980 ihtilali sonrasında ortaya konmuş bir metin. Elbette hükümetimiz, partimiz döneminde çok önemli değişiklikler yaptık. Demokratikleştirdik, aynı Anayasa ile ilgili söylediğim şeylerin benzeri burada da söz konusu.

Bu hususta da Cumhurbaşkanımızın yaklaşımı, 2013'te, önceki, sonraki süreçlerde, siyasi partilerle ilgili yine ortak bir şekilde yapma çağrısı oldu hep. Bu konuda muhalefetin çok yoğun bir şekilde müzakereci bir yaklaşımı olmadı bu çağrıya ama biz özellikle, hükümet sisteminin de yönetimde istikrar diye bir ilkeyi artık hayata geçirdiğini görüyoruz. Yani Cumhurbaşkanlığı Sistemi öncesinde hükümetlerin ömrü 6 ay, 25 gün, 1 yıl gibi hükümetler vardı. Yönetimde istikrar yoktu ama şimdi yönetimde istikrar geldi. Dolayısıyla, bundan sonra da uyum anlamında da bir değişikliğe ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bir, 12 Eylül'den sonra çıktı, değişiklik olmakla birlikte daha siyasal katılımı öngören, katılımcı bir Siyasi Partiler Kanunu'na, Seçim Kanunu'na ihtiyaç var. İki, Anayasa değişti, buna uyum yapma anlamında, artık şu anda baraja ihtiyaç var mı? Yani istikrar sağlanıyor. Bu konuda baraj olacak mı ya da ne kadar olacak? Bunlar, elbette Meclisin takdiri ama yönetimde istikrar, Anayasal güvenceye tabi olduğu için ben barajın da artık bir anlamının olmadığını düşünüyorum."

- "Demokrasimiz daha da güçlendirilecek"

Seçim sistemi ve bu hususlarda atılacak diğer adımların, bir partinin katılımı anlamında değil, demokratik toplumun, demokrasinin güçlenmesine yönelik, ortak konsensüste, müzakere ve uzlaşmayla atılacağını belirten Gül, partideki hazırlıkların da devam ettiğini söyledi.

Gül, bu konunun yine belgedeki ana başlıklarından biri olduğunu, çünkü seçme ve seçilme hakkının temel bir insan hakkı olduğunu vurgulayarak, "Umuyorum ki demokrasimizi, siyasi partileri daha da güçlendiren, Hakkari'nin bir köyündeki vatandaşımızın oyunun dahi zayi olmadığı, Edirne Keşan'ın bir mahallesindeki gencimizin oyunun bile ülke yönetimine daha etkin katılımıyla ilgili ne gerekiyorsa o adımlar atılacak, demokrasimiz daha da güçlendirilecek." dedi.

Yapılacak değişikliklerin ittifakları etkileyip etkilemeyeceğine dair soru üzerine ise Gül, "Önce yapılacak değişiklik burada önemli. Nasıl bir değişiklik olacak, ittifaklara nasıl yansır, o siyasi partilerin bir şekilde kendi verecekleri bir karar. İttifaklarla ilgili o biraz, siyasal katılımdır, tercihtir. Burada daha çok seçim sistemi, barajlar ve diğer katılımla ilgili başlıklar olacak." diye konuştu.

(Sürecek)

Yorumlar (0)