Cumhurbaşkanı Erdoğan, 81 ilden gençlerle videokonferans yöntemiyle buluştu: (3)

- "Biz bir zamanlar toplu iğneyi dahi üretemiyorduk. Biz aynı şekilde milli savunmada yüzde 20 yerli, bunun dışında tamamen ithal savunma sanayinde kullanım yapıyorduk. Ama şimdi yüzde 20'den yüzde 76'ya çıktık. Nereden nereye"- "Geldiğimiz yer elbette çok önemli ama henüz yine de söylüyorum hedeflerimizin gerisindeyiz"- "Şu anda ciddi manada savunma sanayinde ihracat yapan ülke konumundayız. İthalat değil, ihracat. Artık biz SİHA'larımızın bütün mühimmatını da Türkiye'de yapıyoruz. Yani 'Birisi bize göndersin de kullanalım.' yok. Biz şimdi kendimiz onu üretiyoruz. Yani daha açık konuşayım, bombalarını da biz üretiyoruz"- "Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkaracaksak, çok çalışacağız, çok gayret edeceğiz. İşte 18 senede öyle çalıştık, öyle çalıştık ve hala çalışıyoruz ki, bak İstanbul-İzmir arasını 3 saat 15 dakikaya düşürdük mü? Artık arabanıza biniyorsunuz, 3 saat 15 dakikada İstanbul'dasınız veya İstanbul'dan İzmir'desiniz"- "Şimdi davama, ülkeme ve milletime karşı sorumluluklarımı yerine getirmek için koştururken çocuklarıma yeteri kadar vakit ayıramamış olmak tabii ki en büyük yaramdır. Hamdolsun onlar bu durumu gördükleri için fedakarca sabrettiler ve hep yanımda yer aldılar. Torunlarımla daha fazla vakit geçirebilmek için her vesileyi kullanıyor, her fırsatı değerlendiriyorum"

08.05.2021, 14:51 Genel
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 81 ilden gençlerle videokonferans yöntemiyle buluştu: (3)

İSTANBUL (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Biz bir zamanlar toplu iğneyi dahi üretemiyorduk. Biz aynı şekilde milli savunmada yüzde 20 yerli, bunun dışında tamamen ithal savunma sanayinde kullanım yapıyorduk. Ama şimdi yüzde 20'den yüzde 76'ya çıktık. Geldiğimiz yer elbette çok önemli ama henüz yine de söylüyorum hedeflerimizin gerisindeyiz." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "81 ilden 560 gençle En Uzun İftar Sofrası" programına, Vahdettin Köşkü'nden videokonferans aracılığıyla bağlandı.

Erdoğan, konuşmasının ardından gençlerin sorularını yanıtladı.

İzmir'den bağlanan Sağlık Meslek Lisesi öğrencisi Deniz Kaya'nın, "İzmir'den kucak dolusu selam ve saygılarımı iletiyorum." demesi üzerine Erdoğan, "Bizden de İzmir'e çok çok selamlar. İnşallah ağustosta deprem bölgesine gelip oradaki konutların dağıtımını yapacağız." dedi.

Erdoğan, Deniz Kaya'nın, yoğun çalışma temposu ile yoğun siyasi hayatının, aile hayatında baba ve dede rolünü nasıl etkilediğini sorması üzerine, şunları söyledi:

"Deniz şimdi öyle bir soru sordu ki, yaramı deşti. Bu seçim çalışmalarından, gece geç saatlerde eve gelişlerden bir tanesinde de yine eve çok geç gelmiştim. Yatak odamızın kapısına büyük kızım bir pusula yapıştırmıştı. Pusulada şu yazıyordu. 'Babacığım bir geceni de bize ayırır mısın?' Çünkü her gece eve geliş saat 24.00, 01.00. Ben geldiğim de bir de bakıyorum çocuklar yatmış. Ama biz de tabii çalışmalarımızı yapıyoruz, toplantılarımız oluyor vesaire. Belki yanlış yaptım ama sonra düşünüyorum ki biz çalışmazsak, o çalışmazsa, bu çalışmazsa kim çalışacak? Bir şeyler yapmamız lazım. Yarının aydınlık Türkiye'sini, hani diyoruz ya Gazi'nin söylediği gibi 'Muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarmak.' Bu lafla olmaz. Eğer Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkaracaksak, çok çalışacağız, çok gayret edeceğiz. İşte 18 senede öyle çalıştık, öyle çalıştık ve hala çalışıyoruz ki, bak İstanbul-İzmir arasını 3 saat 15 dakikaya düşürdük mü? Artık arabanıza biniyorsunuz, 3 saat 15 dakikada İstanbul'dasınız veya İstanbul'dan İzmir'desiniz.

Şimdi davama, ülkeme ve milletime karşı sorumluluklarımı yerine getirmek için koştururken çocuklarıma yeteri kadar vakit ayıramamış olmak tabii ki en büyük yaramdır. Hamdolsun onlar bu durumu gördükleri için fedakarca sabrettiler ve hep yanımda yer aldılar. Torunlarımla daha fazla vakit geçirebilmek için her vesileyi kullanıyor, her fırsatı değerlendiriyorum. Üstlendiğim görevlerin yoğunluğu sebebiyle çocuklarımla ve torunlarımla hala arzu ettiğim kadar vakit geçiremiyorum. Fakat, onların zaman zaman yanıma gelmiş olmaları, şu anda tabii Allah'ıma hamdolsun, 8 tane torunum var. Ama dua edelim daha çok olsun inşallah. 2053'ün neslini yetiştirmenin gayreti içerisindeyiz. Sizleri ben 2053'ün şimdiden mimarları olarak görüyorum ve bunu da başaracaksınız. Buna da inanıyorum. Çok çalışacağız, çok gayret edeceğiz ve bunu da başaracağız inşallah."

- "Belki bilinçli, belki gaflet sebebiyle uzunca bir süre Türkiye milli ve yerli teknolojiden uzak kalmıştır"

Konya'dan katılan lise son sınıf öğrencisi Fatih Furkan Emre Deveci, Milli Teknoloji Hamlesi'nin, hem gençlerde hem de Türk halkında heyecan uyandırdığını belirterek, "Bugünden baktığımızda gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz, biz gençleri Milli Teknoloji Hamlesi'nde daha neler bekliyor?" sorusunu yöneltti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir ülkenin gerçek manada egemen bir devlet haline gelebilmesinin bazı şartları olduğunu ifade ederek, soruya şu karşılığı verdi:

"Bunlardan bir tanesi de teknoloji geliştirebilen ve üretebilen altyapıya sahip olmasıdır. Bakın ülkemden şöyle bir profil çiziyorum. Biz bir zamanlar toplu iğneyi dahi üretemiyorduk. Biz aynı şekilde milli savunmada yüzde 20 yerli, bunun dışında tamamen ithal savunma sanayinde kullanım yapıyorduk. Ama şimdi yüzde 20'den yüzde 76'ya çıktık. Nereden nereye. Belki bilinçli olarak, belki gaflet sebebiyle uzunca bir süre Türkiye milli ve yerli teknolojiden uzak kalmıştır. Göreve geldiğimizde bu acı durumun en büyük ve tehlikeli yansımalarını da savunma sanayinde gördük. Amerika'ya gittim. Amerika Başkanı, evlat Bush'tan ben bu dronelarla ilgili, İHA'larla ilgili 'Bize İHA vermeyecek misiniz?' dedim. O zamanlar bize 48 saatte bir anlık İHA gönderiyorlar. Ne için biliyor musun? Terörle mücadele için. Hemen o zamanki Dışişleri Bakanı'nı yanına çağırdı, o da toplantımızdaydı. Dedi ki 'Niye böyle yapıyorsunuz?' Dışişleri Bakanı da o zaman Condoleezza Rice. Dedi 'Bundan böyle kesinlikle Türkiye'ye insansız hava aracı, bakın SİHA demiyorum, İHA vereceksiniz.' 24 saatliğine bize İHA'lardan veriyorlardı. Terörle mücadele edeceksin. Neyle? SİHA ile değil, İHA ile. İHA ne işe yarıyor o zaman. İHA sadece nokta tespiti yapıyor. Yani koordinatları belirliyor. O koordinatları belirledikten sonra servise sinyallerini veriyor. Servise verdiği sinyallerle de F-16'lar gidip orayı vuruyor. Tabii bu size bir zaman kaybettiriyor aynı zamanda. Daha sonra ne oldu? Bayraktarlar İHA'yı da yaptı, SİHA'yı da yaptı. Şimdi de üçüncü olarak Akıncı'yı yaptı. Bundan böyle çok daha farklı bir konumdayız. Geldiğimiz yer elbette çok önemli ama henüz yine de söylüyorum hedeflerimizin gerisindeyiz. Şu anda ciddi manada savunma sanayinde ihracat yapan ülke konumundayız. İthalat değil, ihracat. Artık biz SİHA'larımızın bütün mühimmatını da Türkiye'de yapıyoruz. Yani 'Birisi bize göndersin de kullanalım.' yok. Biz şimdi kendimiz onu da üretiyoruz. Yani daha açık konuşayım, bombalarını da biz üretiyoruz. Yani bütün Cudi'de, Gabar'da, Tendürek'te, Bestler Deresi'nde, buralarda teröristlerin inlerine girdik ve giriyoruz."

Teknoloji geliştirmek için gereken insan kaynağını ve fiziki altyapıyı bir anda ortaya çıkarmanın mümkün olmadığını dile getiren Erdoğan, bunun uzun soluklu bir mücadeleyi gerektirdiğine işaret etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Neredeyse 20 yıla yaklaşan sürede serptiğimiz tohumların yeşerdiğini Allah'a hamdolsun, gençlerimizin Milli Teknoloji Hamlesi'ne olan ilgilerinin her geçen gün arttığını TEKNOFEST'lerde görüyoruz. On binler, yüz binler TEKNOFEST'teki gösterilere katılıyor. Niye? Ya bu milletin aşkı var. Bu milletin genci bugünlerin hep özlemi içerisindeydi ve şimdi umudumuz artıyor, umudumuz güçleniyor. İnşallah bu mücadeleyi zirveye sizler çıkartacak, nihai hedeflerine de sizler ulaştıracaksınız." diye konuştu.

(Sürecek)


banner79
Yorumlar (0)