İslam Dünyası STK'ları Birliğinden, İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırılarına ilişkin açıklama:

- "Şüphesiz tüm bu olup bitenler karşısında başta kuruluş gayesi Kudüs ve Mescid-i Aksa olan İslam İşbirliği Teşkilatı, bunun yanında Arap Birliği, BM ve benzeri diğer uluslararası kuruluşlar bu orantısız ve haksız ve zalimane uygulama karşısında hala sessiz ve etkisiz mi kalacaktır?"- "İslam dünyası, kendini toparlayacak ortak projeler etrafında siyasette, ekonomide, savunmada, hayatın her alanında bir ve beraber olmalı, faaliyetler yürütmelidir. Bu coğrafya kendi sorunlarına kendisi çözüm üretmeli, ortak düşmanlarına karşı ittihat ruhu içinde mücadele etmelidir"

10.05.2021, 20:53 Genel
İslam Dünyası STK'ları Birliğinden, İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırılarına ilişkin açıklama:

İSTANBUL (AA) - İslam Dünyası STK'ları Birliğinden (İDSB), İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırılarına ilişkin yapılan açıklamada, "Şüphesiz tüm bu olup bitenler karşısında başta kuruluş gayesi Kudüs ve Mescid-i Aksa olan İslam İşbirliği Teşkilatı, bunun yanında Arap Birliği, BM ve benzeri diğer uluslararası kuruluşlar bu orantısız ve haksız ve zalimane uygulama karşısında hala sessiz ve etkisiz mi kalacaktır?" denildi.

İDSB açıklamasında, terör devletinin silahlı unsurlarının ve fanatik Yahudilerin her türlü tedhiş, taciz, tecavüz ve işgaline karşı destansı bir direniş sergileyen Kudüs muhafızlarının, günlerdir çığırtkanlığı yapılan Mescid-i Aksa baskınlarını önlemek amacıyla nöbet tuttukları ve namazlarını eda ettikleri sırada İsrail güçlerinin saldırısına uğradıkları ifade edildi.

66 ülkede 354 sivil toplum kuruluşu üyesi bulunan bir STK çatı örgütü olarak İslam dünyasındaki tüm kurum ve kuruluşları birlik ekseninde ortak hareket etmeye İsrail'in ve diğer ülkelerin uyguladıkları zulme dur demeye davet ettikleri belirtilen açıklamada, şehit kanlarının aktığı Filistin'de yaşanan saldırıları nefretle kınadıkları kaydedildi.

Açıklamada, şehitlere Allah'tan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı, yaralılara acil şifa dileklerine yer verilerek, terör devletinin yüzyıldan fazla bir süredir, önce kantonlarla, sonra devlet gücü ve Batılı yandaşlarının payandası altında adım adım uyguladığı "sistemli yayılmacılığın" bir tezahürü olan tedhiş ve taciz hareketlerini ve saldırılarını gözü dönmüş bir şekilde tırmandırdığının görüldüğü aktarıldı.

- "Bu coğrafya, ortak düşmanlarına karşı ittihat ruhu içinde mücadele etmelidir"

İsrail'in, uluslararası toplumun tüm uyarılarına ve kararlarına rağmen el koyduğu mahalleler ve köyler üzerinde yeni yerleşim yerleri inşa ettiğini, Kudüs'ün ilhak ve başkent yapma kararını uygulamaya geçirerek, Müslümanların ilk kıblesi ve aynı zamanda fethin sembolü Mescid-i Aksa başta olmak üzere kutsallara yaptığı aleni saldırı ve demografik değişikliklerle Filistin'i tamamen Yahudileştirme çalışmalarına hız verdiği vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"Mahut Normalleşme Anlaşmasına maalesef bazı İslam ülkelerinin de verdiği destekten cesaret alarak bu sembol mabedi ortadan kaldırmak istemekte, yerine bir tapınak inşa etme yönünde alt yapı çalışmalarını hızlandırmaktadır. Dünya kamuoyuyla dalga geçercesine bir tarafın saldırgan diğer tarafın mağdur olduğu gerçeğini görmezden gelerek sanki eşit şartlarda mücadele eden iki farklı ülke varmış gibi 'taraflara itidal tavsiye ediyoruz' diyen demokrasi münafığı Batılı devletlerin, maalesef sessiz kalan İslam ülkelerinin duyarsızlığının da etkisiyle her zaman olduğu gibi ikili oynadıklarını da bu süreçte yine müşahede ediyoruz. Şüphesiz tüm bu olup bitenler karşısında başta kuruluş gayesi Kudüs ve Mescid-i Aksa olan İslam İşbirliği Teşkilatı, bunun yanında Arap Birliği, BM ve benzeri diğer uluslararası kuruluşlar bu orantısız ve haksız ve zalimane uygulama karşısında hala sessiz ve etkisiz mi kalacaktır? Dünyanın pek çok beldesinde kardeşlerimize uygulanan zulümler, ülkemize uygulanan iç ve dış baskılar aslında 'küfür tek millettir' sırrına işaret ettiği gibi, Müslümanları uyaran 'ummetun vahide' düsturuna bakmaktadır. Ve hepimizi ikaz etmektedir ki İslam dünyası, kendini toparlayacak ortak projeler etrafında siyasette, ekonomide, savunmada, hayatın her alanında bir ve beraber olmalı, faaliyetler yürütmelidir. Bu coğrafya kendi sorunlarına kendisi çözüm üretmeli, ortak düşmanlarına karşı ittihat ruhu içinde mücadele etmelidir."




Yorumlar (0)