Hüseyin Remzi ve saldırgan Gazi Faysal neden inkar stratejisini tercih etti? Dr. Selçuk Bacalan davasında inkar işe yarar mı?

19 Haziran 2022, 21:58 Yazarlar Eşref Kerküklü
Hüseyin Remzi ve saldırgan Gazi Faysal neden inkar stratejisini tercih etti? Dr. Selçuk Bacalan davasında inkar işe yarar mı?

28 Mayıs 2022 tarihinde, Türkmeneli Uluslararası İnsani Yardım Eğitim ve Kültür Derneği adlı şeyin başkanı Hüseyin Remzi benimle WhatsApp üzerinden iletişime girdi. ORSAM (Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi) Türkmen Çalışmaları Uzmanı Akademisyen Dr. Selçuk Bacalan’a 26 Aralık 2021 tarihinde saldıran ve bu tarihten sonra adı, ‘kirli maşa saldırgan Gazi Faysal’ ile bilinen Gazi Faysal ise 30 Mayıs 2022 tarihinde WhatsApp üzerinden aradı beni yaklaşık 30 dakika kadar bir konuşma oldu aramızda. Bu konuşma esnasında kullandığı cümleler onun ne denli dengesiz birisi olduğunu da gözler önüne seriyordu. 

Remzi ile üç buçuk saat makamında konuştuğumuzda iki defa aynı soruyu aralıklarla sordum ve aynı yanıtı aldım. Remzi soruma: “Evet Gazi Faysal saldırıyı yaptı ben de sonradan öğrendim” diye yanıt vermişti. Ve devam etmişti, “bir telefonla buraya gelmesini sağlarım. Benim yanımda olduğu dönem henüz sakalı çıkmamıştı” diyerek kendisine bağlı olduğunun da vurgusunu yapıyordu. Tabii sadece bunlar konuşulmadı üç buçuk saat zarfında. 


Haberleri yapmadan önce Aralık 2022 tarihinde Hüseyin Remzi ile WhatsApp üzerinden 45 dakika görüştüm. Bir kaç hafta sonra aradığımda açmadı telefonu sadece kısa ve öz bir yazı ile aramama yanıt verdi; “gel Ankara’da görüşelim” dedi. “Tamam” diye yanıt verdim ve kısa bir süre sonra Ankara’ya gittim. 3 gün Ankara’da bulundum. Tabii Ankara’ya sadece Hüseyin Remzi ile görüşmeye gitmedim, bir kaç görüşme daha yaptım bunların bir kaç tanesi ile söyleşi yaptım ve yayına verdim. Üzerinde çalıştığım “Dr. Selçuk Bacalan saldırı dosyası” ile ilgili yoğun bir veri topladım. Elde edilen veriler ışığında haberleri yapıyor ve sürdürüyorum. Hüseyin Remzi ile saldırgan Gazi Faysal’ın inkar stratejisine yönelmelerini de anlayamıyorum ve açıkcası işe yarıyacağını da samıyorum. 

Haberleri yayına verdiğim anda Hüseyin Remzi, WhatsApp üzerinden sesli mesaj gönderdi ve imalı bir iki şey dedi ciddiye almadım yanıt verme gereği duymadım. Ne olduysa, 28 Mayıs 2022 tarihinde bir anda tekrar Hüseyin Remzi iletişime geçti benimle bir şeyler dedi ve beni engelledi. 

30 Mayıs 2022 tarihinde yanı Hüseyin Remzi’nin iletişime geçmesinden iki gün sonra beni saldırgan Gazi Faysal aradı ve 30 dakika kadar konuştuk. Ilk dakikalarda kendisinin bu saldırıyı yapmadığını söylerken, ilerleyen dakikalardaysa, “ben asla kaçmam kavgadan Selçuk Bacalan kendisi yere yattı ve kalkmadı ben de olay yerinden ayrıldım” dedi. Bu sözleri kullanan ve denge sıkıntısının olduğu çelişkili konuşmasından belli olan Faysal bir süre sonra bana şunları dedi: “Senin yazdığın haberler doğru değil hepsi yalan.” Ben de Gazi Faysal’a, “ben yalan haber mi yapıyorum?” Gazi Faysal, “Estağfirullah (Türkmence: Haşşe senden dedi)” dedi. Sen, “26 Aralık 2021 tarihinde Bacalan’a saldırıp sonra da Irak’a kaçmadın mı?” Diye soru yönelttim. Gazi Faysal’ın ‘kaçma-kaçtı’ ifadelerinden çok rahatsız olduğunu benimle konuştuğunda anladım. Zaten itiraf niteliğindeki, “Bacalan yere yattı ve kalkmadı ben de olay yerinden ayrıldım” demesi kaçan biri olmadığını vurgulamak istediği ağzından böyle bir ifade çıkmıştı. Neyse benim yalan yazdığımı söylediği anda ben de kendisine, “26 Aralık’ta Bacalan’a sen saldırdın ve aynı anlarda Erbil üzerinden Irak’a kaçtın, bak pasaportundaki giriş tarihine 26-27 Aralık olduğunu göreceksin” dedim. Hüseyin Remzi’yi tanımadığını, toplam bir iki defa görüştüğünü söyledi. Güldüm kendiside güldü ve konuşmayı sonlandırdım. 

Bu davada tarih bize inkar yönteminin işe yaramayacağını gösterecek. Ve Gazi Faysal herkes tarafından sonunda yalnızlığa mahkum edilecek. Birileri tarafından kullanılan kirli maşalar deşifre olduklarında etraflarında kimse kalmaz. 

Ayrıca, Gazi Faysal’ı şaşıran bir sorum oldu; “Sen, Hüseyin Remzi, Kutluhan Yayçılı ve bir iki kişi daha Bacalan konusu ile ilgili Kültür Merkezin de toplantı yaptınız mı?” Sorusuydu. Bu soru karşısında kekeledi. Kekelemesi soruya yanıt mıydı?

Aklı başında her gazeteci, bir konuyu işlemeden önce o konu hakkında yoğun bilgi-belge elde eder ve bu bilgi-belge ışığında yazar yazdığına da eli-ayağı kadar sahip çıkar. Bunların bilgisi yanılgılarına yetmeyecek.

Yorumlar (1)
Attila Abbas Kalandar 2 yıl önce
Kuyruk acısı
O kadar